Amazon kapak resmi
Amazon.com'dan alınan resim
Google Jackets'tan alınan resim

Alacakaranlık/ Sadık Hidayet ; Farsça aslından çeviren: Mehmet Kanar ; kitap editörü: Selahattin Özpalabıyıklar .

Yazar: Materyal türü: MetinMetinDil: Türkçe Seri kaydı: Yapı Kredi Yayınları ; 1528. | Modern Klasikler ; 73.Yayıncı: İstanbul : Yapı Kredi Yayınları, 2023Baskı: 10. baskıTanım: 101 sayfa ; 20 cmİçerik türü:
  • metin
Ortam türü:
  • aracısız
Taşıyıcı türü:
  • cilt
ISBN:
  • 9789750849183
Tek Biçim Eser Adları:
  • Sayeruşen Türkçe
Konu(lar): DDC sınıflandırma:
  • 891.5533 HİD 2023
Materyal türü: Kitaplar
Bu kütüphanenin etiketleri: Kütüphanedeki eser adı için etiket yok. Etiket eklemek için oturumu açın.
Yıldız derecelendirmeleri
    Ortalama derecelendirme: 0.0 (0 oy)
Mevcut
Materyal türü Geçerli Kütüphane Ana kütüphane Yer Numarası Durum İade tarihi Barkod
Kitaplar Kitaplar Hoş Kubbe Hoş Kubbe 891.5533 HİD 2023 Kullanılabilir HK05608

Özgün adı: Sayeruşen

Arka kapak yazısı: Aylak Köpek ve Üç Damla Kan’la beraber Sâdık Hidâyet’in öykülerini bir araya getiren kitaplardan biri olan Alacakaranlık’ta, modern İran edebiyatının kurucularından bu en gizemlisinin gözde temaları geniş bir tür ve anlatım çeşitliliği içinde okur karşısına çıkıyor: İnsanlığın mutlak maddi mutluluğa ulaştığı bir gelecekte insanların karanlık tarafı sinsi bir hastalık gibi kendini gösteriyor; bebeğiyle yalnız başına kalmış bir kadın zorba kocasını şehir şehir, kasaba kasaba arıyor; Avrupa’ya okumaya giden İranlı bir delikanlı aşkı beklenmedik bir yerde ve kılıkta buluyor; bir mezarlıkta ölüler ruh, madde, yaşam ve ölüm üstüne tartışıyor…

Farklı edebi türlere uğrayan Hidâyet, şiddet ve tutkunun hüküm sürdüğü bir manzarayı ve yalnızlığını yenmek için her yolu deneyen insanı resmediyor.

Basık meyhanelerin kırmızı lambaları, kaçak adamlar, acayip acayip suratlar, bu tip insanlara yaraşan küçük ve gizemli kahvehaneler peş peşe gözünün önünden geçiyordu. Limanda zift ve balık yağı kokularıyla karışık nemli ve serin bir rüzgâr esiyor, demir direklerin üstündeki renkli lambalar göz kırpıyordu. İrili ufaklı gemilerin, kayıkların, yelkenlilerin gürültüsü arasında bir sürü işçi, hırsız, ipini koparmış, sürmeyi insanın gözünden çalan yankesici, hasılı Âdem soyundan ve her ırktan insan görülüyordu. (…) Büyük bir gemi sahile demirlemişti ve uzaktan dizi dizi ışıkları yanıyordu. Küçük dünyalar gibi, yüzen bir şehir gibi denizin sularını yarıyor, uzak ülkelerden değişik yapılarda, acayip diller konuşan insanları limana getiriyor, bu insanlar şehir tarafından çekilip hazmediliyordu. (...) Hayat denen şey tamamen yapmacık, saçma ve belirsiz geldi ona.

(“Perde Arkasındaki Bebek” adlı öyküden)

Gemini Bilgi Teknolojileri A.Ş. tarafından düzenlenmiştir